Turc | Anglais | |||
---|---|---|---|---|
Trade/Economic | ||||
Trade/Economic | bağış toplama | fundraising n. | ||
He was in charge of the fundraising efforts. O, bağış toplama çabalarından sorumluydu. More Sentences |
Turc | Anglais | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
General | bağış toplama etkinliği | fundraising event n. | ||
Tom is organizing a fundraising event. Tom bir bağış toplama etkinliği düzenliyor. More Sentences |
||||
General | bağış toplama amacıyla düzenlenen eğlence yarışması | charity game n. | ||
General | izci erkek çocukların evlerin kapılarını çalıp ufak işler yaparak cüzi miktarda para aldığı bir bağış toplama etkinliği | bob-a-job n. | ||
General | kumanyaların açık artırma ile satıldığı bağış toplama etkinliği | box social n. | ||
General | kumanyaların açık artırma ile satıldığı bağış toplama etkinliği | box sociable n. | ||
General | kumanyaların açık artırma ile satıldığı bağış toplama etkinliği | box party n. | ||
General | kumanyaların açık artırma ile satıldığı bağış toplama etkinliği | box supper n. | ||
Idioms | ||||
Idioms | bağış toplama yemeği | rubber chicken dinner n. | ||
Trade/Economic | ||||
Trade/Economic | bağış toplama etkinliği | collection n. | ||
Advertising | ||||
Advertising | tekerlekli bir yatağın sokakta itildiği bağış toplama etkinliği | bed push n. |